24 Ekim 2025 Cuma
Junior Chamber International (JCI) Türkiye’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği, genç liderlik ve girişimcilik vizyonuna odaklanan Güz Zirvesi, 10-12 Ekim 2025 tarihlerinde, JCI Antalya ve JCI Avrasya şubelerinin ev sahipliğinde, Mirage Park Resort, Göynük/Antalya’da büyük bir başarıyla gerçekleştirildi. 110. yılını kutlayan JCI’ın bu önemli etkinliği, Türkiye ve Avrupa’dan yüzlerce genç profesyonel, girişimci ve önde gelen iş insanını bir araya getirdi.

Zirvenin açılış seremonisi, JCI Türkiye 2025 Başkanı Gökhan Barışkan’ın konuşmasıyla yapıldı. Başkan Barışkan, gençlerin enerjisinin ve inovatif bakış açılarının ülkenin geleceği için hayati önem taşıdığını belirterek, özellikle girişimciliğin sadece ekonomik kalkınmanın değil, toplumsal dönüşümün de anahtarı olduğunu vurguladı. Genç liderlere, sadece mevcut sorunlara değil, geleceğin potansiyellerine odaklanma çağrısı yaptı.

Zirvenin en çok ilgi çeken bölümlerinden biri, 11 Ekim Cumartesi günü gerçekleşen Keynote Konuşması oldu. Fraport TAV Antalya Havalimanı Genel Müdürü Deniz Varol, uluslararası havacılık sektöründeki 20 yılı aşkın deneyimini paylaşarak, “Liderlikte Network Zekası: Bağlantı Kurmanın Gücü” başlığı altında bir sunum gerçekleştirdi. Varol, liderliğin sadece karar vermekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda doğru insanları bir araya getirme sanatı olduğuna dikkat çekti. İş ve dış paydaşlarla sürdürülebilir ilişkiler kurmanın, liderliği stratejik bir avantaja dönüştürmenin yollarını detaylı bir şekilde anlattı.

Zirve programı, farklı kariyer aşamalarındaki genç profesyonellere yol göstermeyi amaçlayan panellerle zenginleştirildi. “Kurumsal Hayat mı Girişimcilik mi?: Doğru Anı Yakalamak” başlıklı oturum, katılımcılardan büyük ilgi gördü. Panelde; JCI Kültür 2025 Dönemi Başkanı Avukat Şeyda Özdemir, Kalender Mimarlık Kurucusu Mimar Ezgi Kalender ve Koşman Dış Ticaret Kurucusu Yusuf Koşman konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar, kariyerlerindeki geçiş süreçlerini, kurumsal deneyimlerini girişimciliğe nasıl aktardıklarını ve risk almanın getirdiği farklı bakış açılarını genç liderlerle paylaştılar. LOKMAN Group Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Öz ise “Liderliği Miras Bırakmak” başlıklı özel konuşmasında, liderliğin bir sonraki nesle bırakılan bir değer ve vizyon olduğunu vurguladı. Akıllı sistemler ve Endüstri 4.0 projeleri ile yarattığı değişimin, liderliğin sürdürülebilirlik boyutuna nasıl hizmet ettiğini örneklerle açıkladı.

İnovasyon ve teknoloji, zirvenin temel başlıkları arasındaydı. Cenoa Kurucu Ortağı ve Co-CEO’su Emre Ertan, “Yapaya Zekanın Işığında Girişimcilik 2.0” oturumunda, silikon vadisindeki deneyimlerinden yola çıkarak yapay zekanın iş dünyasını nasıl dönüştürdüğünü aktardı. Getir’deki yöneticilik geçmişi ve Cenoa’daki çalışmaları ışığında, uluslararası pazarlarda büyüme stratejileri ve finansal teknolojilerin geleceği hakkında vizyoner bir sunum yaptı. SAN TSG Genel Müdür Yardımcısı Özel Oytun Türkoğlu ise markalaşma ve kişisel gelişim üzerine derinlemesine bir analiz sundu. Türkiye’nin ilk markalaştırma ajansını kuran ve 150.000’den fazla kişisel gelişim deneyimi aktaran Türkoğlu, markalaşmanın püf noktalarını ve girişimcilik yolculuğunda başarının sırlarını katılımcılarla paylaştı.

Üç gün süren zirve, sadece eğitim ve panellerden ibaret değildi. 10 Ekim Cuma günü Network Etkinliği ve Welcome Party ile sosyal etkileşim ön plandayken, 11 Ekim Cumartesi günü “Münazara Final Maçı”, “Takım Oyunları” ve görkemli Gala Gecesi ile katılımcılar hem eğlendi hem de güçlü bağlar kurdu. Program, 12 Ekim Pazar günü gerçekleştirilen “Başkanlar Toplantısı” ve “Resmi Eğitimler” ile son buldu. JCI Türkiye Güz Zirvesi 2025, gençlerin geleceğin zorluklarına hazırlanması ve ilham dolu bir vizyonla donanması için eşsiz bir platform sunarak başarıyla tamamlandı.

Bugün, artık bir lüks değil, bir zorunluluk haline gelen bu ürünün, yani Logo Projektörlerin Gücünün, markanızın görünürlüğünü nasıl kökten değiştirdiğini konuşacağız. Eski usul reklam panolarının, solan afişlerin ve yüksek maliyetli tabelaların devri kapanıyor. Modern pazarlama dünyası, dinamizm, esneklik ve çarpıcı görsel etki talep ediyor. İşte tam bu noktada, Mate Projektör sunduğu logo projektörler devreye giriyor ve markanızı kelimenin tam anlamıyla ışıkla boyuyor.
Marka bilinirliği, günümüz rekabet ortamında ayakta kalmanın temel şartıdır. Ancak dikkat çekmek giderek zorlaşıyor. Tüketici, her gün binlerce görsel mesajla bombardımana tutuluyor. Bu kalabalıkta fark yaratmanın en sade, en şık ve en etkili yolu nedir? Cevap: Yansıtma Teknolojisi.
Logo projektörler, markanızın logosunu, bir sloganını ya da bir kampanya mesajını, binaların cephelerine, kaldırıma, zeminlere veya iç mekan duvarlarına yüksek çözünürlükle yansıtan güçlü LED cihazlardır. Bu sadece bir aydınlatma değil, aynı zamanda canlı bir reklamdır.
Bir düşünün: Gece vakti, bir binanın önünden yürüyorsunuz ve kaldırıma yansıtılmış, dinamik ve net bir logo aniden dikkatinizi çekiyor.
Logo projektörler, sadece restoranlar ya da gece kulüpleri için değildir. Sundukları esneklik sayesinde, hemen her sektörün pazarlama ve güvenlik ihtiyacını karşılarlar:
| Sektör | Uygulama Alanı | Fayda |
| Perakende ve Mağazacılık | Mağaza vitrinleri, zeminler, soyunma odaları önü. | Anlık kampanya duyuruları, indirim mesajları ve marka kimliğini güçlendirme. |
| Restoran & Otel | Dış cephe, karşılama holü zemini, dans pisti. | Atmosfer yaratma, özel etkinlik ve menü promosyonları. |
| Otomotiv (Oto Galeri) | Showroom zemini, araç park alanları. | Satıştaki araçların özelliklerini yansıtma, marka logosunu çarpıcı bir şekilde sergileme. |
| Endüstriyel Alanlar | Fabrika ve depo zeminleri. | İş Güvenliği İkazları (Kaygan Zemin, Dikkat Forklift vb.) ve yönlendirmeler. |
| Kurumsal Alanlar | Fuarlar, konferans salonları, ofis girişleri. | Kurumsal kimliği pekiştirme ve profesyonel karşılama imajı sunma. |
Özellikle endüstriyel alanda kullanılan logo projektörler, zemin işaretlerini ışıkla yaparak, yerdeki boya ve bantların sürekli yenilenme ihtiyacını ortadan kaldırır. Bu, sadece bir reklam aracı değil, aynı zamanda güvenlik ve maliyet tasarrufu aracıdır.

Piyasada birçok projektör markası görebilirsiniz, ancak bir yatırım yaparken önemli olan sadece anlık fiyat değil, ürünün uzun ömürlülüğü, performansı ve satış sonrası destektir. İşte bu noktada Mate Projektör farkını ortaya koyuyor.
Mate Projektör, ürünlerinde en yüksek kaliteyi hedefliyor. Projektörler:
Mate Projektör ile çalışmak, sadece bir ürün satın almak demek değildir; bir çözüm ortaklığı kurmak demektir:
Reklamcılığın geleceği, dijital ve fiziksel dünyanın sınırlarını kaldıran yaratıcı çözümlerde yatıyor. Logo projektörler, markanıza düşük maliyetle yüksek etki yaratma fırsatı sunan, esnek ve dinamik bir pazarlama aracıdır.
Eğer siz de markanızın görünürlüğünü artırmak, rakiplerinizden sıyrılmak ve müşterilerinizin aklında kalıcı bir iz bırakmak istiyorsanız, artık tabelalara değil, ışığa yatırım yapma vaktidir.
Mate Projektör, en yeni LED teknolojileriyle donatılmış logo projektörlerimizle, markanızın hikayesini en parlak şekilde yansıtmanız için hazırız. Hemen Mate Projektör ile iletişime geçin, işletmenizin gücünü ışıkla yeniden tanımlayın. Unutmayın, doğru projektörle yansıtılan logo, bin kelimeden daha değerlidir!
Merhaba kıymetli yatırımcılar ve geleceğin ev sahipleri! Bugün, dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’da, bir gayrimenkul alım veya satım işlemini neden tek başınıza değil de, profesyonel bir danışmanla yapmanız gerektiğini anlatacağım. Bu şehirde “akıllı yatırım” yapmanın anahtarı, bilgide ve profesyonel destekte gizlidir.
İstanbul’da gayrimenkul, sadece bir ev ya da arsa değildir; aynı zamanda bir varlık, bir miras ve geleceğe dönük en sağlam güvencedir. Ancak, bu büyük şehirde doğru kararı vermek, adeta pusulasız okyanusta yol almaya benzer.
İstanbul, her köşesi farklı bir hikaye, farklı bir piyasa dinamiği barındıran devasa bir yapıdır. Fatih’teki tarihi bir apartman dairesinin değeri ile, Başakşehir’deki yeni bir rezidansın veya İkitelli OSB’deki bir ticari mülkün değeri aynı kriterlerle ölçülemez.
Gerçek Değeri Kim Biliyor?
Yatırımcıların en büyük hatası, internetteki ilan fiyatlarını baz alarak değerleme yapmaya çalışmaktır. Unutmayın, ilan fiyatı talep edilen fiyattır, gerçek satış fiyatı değil. Gerçek değer; tapu kayıtları, imar durumu, emsal satışlar, bölgenin sosyo-ekonomik yapısı ve hatta yeni planlanan ulaşım projeleri gibi yüzlerce farklı verinin analiziyle ortaya çıkar.
Hüseyin Kuş’un farkı: Sadece bir danışman değil, aynı zamanda bir veri analist. Özellikle Başakşehir ve İkitelli OSB gibi kritik ticari ve konut bölgelerinde edindiği derin uzmanlıkla, size mülkünüzün gerçek ve potansiyel değerini bilimsel verilerle sunuyor. Yanlış fiyatlandırma nedeniyle aylarca sürecek zaman kaybını ve finansal erimeyi en baştan önlerim.
Gayrimenkul alım-satım süreci, sadece bir imza ile tamamlanmaz. Tapu işlemleri, vergi hesaplamaları, belediye ve kadastro müdürlüklerindeki bürokratik süreçler ve potansiyel hukuki riskler bu işin en yorucu kısımlarıdır.
Hukuki Mayın Tarlası
Müşterilerine Sunduğu Güvence: RE/MAX Extra bünyesinde hizmet veren bir danışman olarak, tüm süreci hukuki ve finansal açıdan kontrol altında tutuyor. Gerekli evrakların eksiksiz toplanmasından, tapu devrinin son saniyesine kadar her aşamada bizzat yanınızda oluyor. Hüseyin Kuş ile çalışmak, potansiyel hukuki sorunları ve sürpriz maliyetleri en aza indiren bir sigorta poliçesi gibidir.
Gayrimenkul satışı, bir fiyat savaşı değil, stratejik bir pazarlık sürecidir. Pazarlık masasında duygusallığa yer yoktur; sadece soğuk kanlı analiz ve profesyonellik kazanır.
En Yüksek Fiyata En Hızlı Satış
Bir satıcı olarak mülkünüzün değerini abartma, bir alıcı olarak ise değerini küçümseme eğiliminde olursunuz. Bu duygusal yaklaşımlar, pazarlığı çıkmaza sokar.

Hüseyin Kuş ile Stratejik Avantaj: Hüseyin Kuş, alıcı ve satıcı arasındaki “tampon bölge”. Mülkünüzü en iyi şekilde pazarlar, doğru hedef kitleye ulaştırır ve en önemlisi, pazarlık masasında sizin duygularınız yerine, piyasa verileriyle hareket eder. Ticari gayrimenkul uzmanlığımdaki yetkinliğim, alım satımda en ufak bir detayı bile lehinize çevirmeyi sağlar. Amacı; satıcının mülkünü en kısa sürede, en yüksek fiyata satmasını sağlarken, alıcının da piyasa koşullarına en uygun, en doğru yatırımı yapmasını sağlamaktır.
İstanbul’da gayrimenkul danışmanı çoktur, ancak uzman danışman sayısı azdır. Benim hizmet anlayışım, hem konut hem de ticari gayrimenkul alanlarında sunduğum kapsamlı destekte gizlidir:
İstanbul gayrimenkul piyasası, büyük kazançlar vadederken, aynı zamanda büyük riskleri de beraberinde getirir. Bu arenada başarılı olmak, şansa değil, bilgiye, tecrübeye ve profesyonel ağa bağlıdır.
Evinizi satıyorsanız, mülkünüzün doğru bir fiyata, güvenilir bir alıcıya, hukuki risk almadan devredildiğinden emin olmak istersiniz.
Ev veya yatırım amaçlı mülk alıyorsanız, paranızı geleceğe taşıyacak, değerini katlayacak doğru adresi bulmak istersiniz.
Gayrimenkul Danışmanı Hüseyin Kuş olarak, bu karmaşık süreçte sadece bir aracı değil, sizin güvenilir çözüm ortağınız. Tecrübesiyle zamanınızı, bilgimle paranızı koruyor. Eğer siz de İstanbul’un bu hareketli piyasasında “akıllı yatırımın anahtarını” elinizde tutmak istiyorsanız, vakit kaybetmeyin. Hüseyin Kuş ile iletişime geçerek, gayrimenkul hayallerinizi sağlam temeller üzerine kuralım.
Unutmayın, iyi bir danışman, size kazandırır!
Bugün, pek çok kişinin “kendi başıma hallederim” düşüncesiyle yaklaştığı ancak sonuçları çoğu zaman hayal kırıklığıyla biten bir konuya değineceğim: Ev Kiralama Süreci. Ev kiralamak, hayatımızın en önemli kararlarından biridir. İster kiracı olun, ister ev sahibi; bu süreç sadece bir mülkün el değiştirmesinden ibaret değildir. Aksine, hukuki, finansal ve en önemlisi insani birçok dinamiği içinde barındıran, karmaşık bir yolculuktur.
Peki, neden bu kadar önemli bir süreçte profesyonel bir desteğe, yani bir gayrimenkul danışmanına ihtiyaç duyarız? Neden RE/MAX Extra gibi tecrübeli bir ismin rehberliği şarttır? Gelin, bu sorunun cevabını detaylıca inceleyelim.
Ev sahipleri olarak bir mülkü kiraya verirken iki temel hedefiniz vardır: Hızlı ve doğru kiracı bulmak ve mülkünüzü güvence altına almak. Çoğu ev sahibi, emlak sitelerine ilan vererek süreci başlatır. Ancak bu, göründüğü kadar kolay ve risksiz değildir.
1. Doğru Fiyatlandırma ve Pazar Bilgisi
Piyasayı sürekli takip etmeyen bir ev sahibi, mülkünün gerçek değerini belirlemede zorlanır. Kira bedelini yüksek tutmak, mülkünüzün uzun süre boş kalmasına ve dolayısıyla maddi kayba yol açar. Düşük tutmak ise potansiyel gelirinizi kaybetmeniz demektir.
Bir RE/MAX Extra Gayrimenkul Danışmanı, bölgenizdeki güncel kira verilerini, emsalleri, mülkünüzün metrekaresini, özelliklerini ve piyasa eğilimlerini analiz ederek en doğru ve rekabetçi kira fiyatını belirliyor. Bu profesyonel değerleme, mülkünüzün boş kalma süresini minimuma indirerek size zaman kazandırır.
2. Kiracı Seçimi: Güvenlik ve Huzurun Anahtarı
Kiralamanın en kritik aşaması, doğru kiracıyı bulmaktır. Yanlış kiracı seçimi, gelecekteki tahliye davalarından, evde meydana gelebilecek hasara ve kira ödeme sorunlarına kadar pek çok hukuki ve finansal riski beraberinde getirir.
RE/MAX Extra‘da, potansiyel kiracıları detaylı bir şekilde inceleniyor. Gelir durumları, iş geçmişleri, referansları ve kredi skorları titizlikle kontrol edilir. Bu, sadece evinize değil, geleceğinize de yatırım yaptığınız anlamına gelir. Profesyonel filtreleme sistemimiz, size güvenilir ve uzun soluklu bir kiracı garantisi sunar. Bir danışman, duygusal bağ kurmadan, tamamen objektif kriterlerle en uygun adayı belirler.
3. Hukuki Güvence: Kusursuz Sözleşme
Kira sözleşmeleri, iki tarafın da haklarını koruyan, adeta bir kalkan görevi görür. Ancak internetten indirilen veya eksik maddelerle hazırlanan sözleşmeler, ileride büyük sorunlara yol açabilir. Yeni çıkan yasalar, Yargıtay kararları ve kira artış oranları gibi konular sürekli değişim gösterir.
RE/MAX Extra Danışmanları, güncel mevzuata tamamen uygun, ev sahibinin ve kiracının tüm haklarını net bir şekilde belirleyen, tahliye ve kira artışı gibi hassas konuları en baştan güvence altına alan profesyonel sözleşmeler hazırlanıyor. Bu, size uzun yıllar sürecek hukuki süreçlerden tasarruf etmenizi sağlar.
Peki ya kiracılar? Onlar için profesyonel destek ne ifade ediyor?
1. Zaman Tasarrufu ve Doğru Portföye Erişim
Kiracılar için ev arama süreci genellikle yorucu, umut kırıcı ve zaman alıcıdır. Saatlerce ilan sitelerinde dolaşmak, randevulaşıp uygun olmayan evleri görmek demektir.
RE/MAX Extra Gayrimenkul Danışmanı, sizin beklentilerinizi, bütçenizi ve yaşam tarzınızı dinler. Ardından, sadece size uygun olan, güvenilir ve güncel portföydeki evleri sunar. Bu, yüzlerce telefon görüşmesi ve onlarca anlamsız ziyaretten kurtulmanız demektir. Ayrıca, piyasaya henüz düşmemiş, sadece danışmanlarımızın erişimine açık olan “özel portföylere” ulaşma şansınız olur.

2. Adil Koşullar ve Şeffaflık
Kiracı olarak, kira bedelinin adil olup olmadığını, evde bir problem varsa (rutubet, tesisat sorunu vb.) bunun şeffaflıkla belirtilip belirtilmediğini anlamakta zorlanabilirsiniz.
Profesyonel bir danışman, evin gerçek durumunu objektif bir şekilde değerlendirir ve sizi olası gizli kusurlar hakkında bilgilendirir. Kira sözleşmesindeki depozito iadesi, aidat paylaşımı ve evin teslim koşulları gibi maddelerin adil ve yasal çerçevede olduğundan emin olmanızı sağlar.
Buraya kadar kiralama sürecinin neden profesyonel destek gerektirdiğini anlattık. Ancak, RE/MAX Extra’nın vizyonu, sadece kiralama ile sınırlı değildir. Size hayatınızın her gayrimenkul kararında yol arkadaşlığı yapmayı amaçlıyor.
Unutmayın, bugün kiracı olan yarın ev sahibi olmak isteyebilir. Bugün evini kiralayan, yarın elindeki mülkü satıp daha büyük bir yatırım yapmak isteyebilir. İşte tam bu noktada, RE/MAX Extra’nın ev alım-satım hizmetleri devreye giriyor ve kiralama sürecinde kurduğu güveni bir üst seviyeye taşıyor.
Gayrimenkul alım-satım süreci, kiralama sürecinden çok daha karmaşık ve yüksek risklidir. RE/MAX Extra, bu kritik süreçte de yanınızda:
Kiralama sürecinde bizimle çalışan bir ev sahibi, mülkünü satmaya karar verdiğinde, kiracı yönetimi, mülkün durumu ve hukuki geçmişi hakkında zaten tam bilgiye sahip bir ekiple yola devam etmenin rahatlığını yaşar. Benzer şekilde, kiracılarımız, birikimlerini değerlendirip ev sahibi olmak istediklerinde, dürüstlüğüne ve uzmanlığına güvendikleri danışmanlarıyla hayallerindeki evi bulur.
Ev kiralama, sadece anahtar teslim etmek değildir. Bu süreç; vergi yükümlülüklerinden, komşuluk ilişkilerine, hukuki risklerden, mülkün değerinin korunmasına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsar. Kendi başınıza hareket etmek, kısa vadede tasarruf gibi görünse de, uzun vadede yüksek maliyetli hatalara, boş geçen aylara ve bitmek bilmeyen hukuki sorunlara kapı aralar.
RE/MAX Extra ailesi, “Ekstra” çalışarak size sadece bir hizmet değil, tam bir güvence sunuyor. Gayrimenkulün karmaşık dünyasında, dürüstlük, tecrübe ve sonuç odaklı yaklaşımı ile yanınızda olmaktan gurur duyuyor.
Evinizi kiralamadan ya da kiralık ev arayışına girmeden önce, ekstra bilgi almak ve sürecinizi profesyonel ellere emanet etmek için RE/MAX Extra ile iletişime geçin. Unutmayın, doğru gayrimenkul kararı, doğru danışmanla başlar!
Trombosit sayısının düşüklüğü, bazen ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Acil müdahale gerektiren durumlar arasında yer alan “akut immün trombositopenik purpura” hakkında Prof. Dr. Betül Tavil, hastalığın belirtilerinden tedavi seçeneklerine kadar merak edilenleri anlattı. Tavil, özellikle trombosit düşüklüğünün tek başına görüldüğü olgularda doğru tanının ve zamanında tedavinin önemine dikkat çekiyor.
Trombosit sayısı düşük olması, bazen lösemi ve lenfoma gibi kötü huylu hastalıkların ön belirtisi olabilir. Bunlar nasıl ayırt edilir?
Hastanın fizik muayenesinde; karaciğer ve dalakta büyüme gözlemleniyorsa, lenf bezlerinde büyüme varsa, hemoglobin ve lökosit sayısında düşüklük varsa, periferik yaymada atipik hücreler saptanmışsa, ayrıca hastanın öyküsünde son dönemlerde kilo kaybı olması, antibiyotik tedavisine rağmen düşmeyen ateş olması, gece terlemelerinin olması gibi eşlik eden bulgular varsa bize lösemi ve lenfoma gibi kötü huylu hastalıkları düşündürür.
Bu sayılan bulgular yoksa, hastanın genel durumu iyiyse ve yalnızca trombosit düşüklüğü varsa bu durumda birinci sıradaki ön tanı akut “immün trombositopenik purpura” olur. Peki, bu durum tam olarak ne anlama geliyor?
Akut immün trombositopenik purpurada, trombositleri parçalayan antikorlar söz konusudur. Bu antikorlar, yaklaşık 2-3 hafta öncesinde geçirilmiş viral veya bakteriyel bir enfeksiyon ya da bir aşı uygulaması sonrasında gelişebilir.
Aslında, bakteri veya virüsü hedef almış olan bu antikorlar, yanlışlıkla trombositleri parçalayarak trombosit sayısının düşmesine yol açabilir.
Akut immün trombositopenik purpura düşünülen bir hastada; trombosit sayısı 20 binin altına düşerse, kafa içi kanama riski söz konusudur. 10 binin altına düştüğünde bu risk daha da artmakta ve kendi kendine burun kanaması ve ciltte noktasal kanamalar görülebilir.
Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Betül Tavil; “Bu noktada; intravenöz immunglobulin gibi tedavi seçenekleri kullanılır. Kullanılan tedavi seçeneklerinin başarısı oldukça yüksektir. Hastada enfeksiyon varsa intravenöz immunglobulin, enfeksiyon yoksa yüksek doz metil prednizolon tedavi seçenekleri kullanılır” diyor.
Bu olguların, yani akut immün trombositopenik purpura olgularının %80’i tedaviye yanıt verir ve iyileşir. Yüzde yirmisi ise kronikleşir. Tavil, “Bu ayrımı yapmak, yani iyi huylu-kötü huylu ayrımını yapmak ve bir an önce tedaviye başlamak önemlidir” şeklinde ifade ediyor.